Doç. Dr. Berna Karagözoğlu

BACASIZ FABRİKA: FARSÇA

Doç. Dr. Berna Karagözoğlu

BACASIZ FABRİKA “FARSÇA”

İran ile yürütülen ekonomik ilişkilerin başlangıç noktalarından biri, kadim İpek Yolu üzerinde yer alan Doğubeyazıt ilçesindeki Gürbulak Sınır Kapısı’dır. Safevî ve Osmanlı dönemlerinde iki ülke arasında ticaret ağırlıklı olarak hayvancılık, tahıl, tekstil ve el sanatlarından oluşmakta iken Cumhuriyet döneminde ithal ve ihraç edilen mallarda değişim gözlemlenmiş dönemin ihtiyaçlarına cevap veren türde (gıda, tekstil, beyaz eşya, inşaat malzemeleri, plastik ürünler vb.) ürün aktarımı yapılmıştır.

​Ortak tarihsel ve coğrafi bağlar, sınır ticareti ile ilişkileri pekiştirirken bölgesel bir kültür havzasının oluşmasına da katkı sağlamıştır. Bu nedenle bu coğrafyada üç dilin karışımıyla büyür çocuklar. Burada anneler bazen bir cümleyi Kürtçe başlatır Türkçe bitirir. Bu durum gayet doğaldır. Çünkü buradaki insanlar birbirinin aynasında kendini bulur.

​Ben buralara yeni geldiğimde daha önceleri pek Kürtçe duymamıştım. Ancak Farsça biliyor olmam marketlerden alışveriş yaparken iletişimimi kolaylaştırıyordu. Bistler, pencahlar, heftadlar havada uçuşuyordu…  Ben onları onlar beni anladığı için gayet mutlu bir adaptasyon sürecine girmiştim.
Buraya atandığımda Türk dili ve tarih bölümündeki öğrencilerime (Buradan selam olsun!) Farsça dersleri vermeye başladım. Öğrencilerimin ailelerinden duydukları, kökeninin hangi dile ait olduğunu bilmedikleri Farsça sözcükler ağızlarında dolanıyor ve ben de karşılığında anadilim Türkçe ve yeni tanıştığım Kürtçe sözcükler ile onlara karşılık veriyordum. Farsça bizim aramızda bizi birbirimize bağlayan ve anlaşmamızı sağlayan aracı bir dil olmuştu.  Öğrencilerle birbirimizi tanıdıkça Farsça derslerinden daha keyif almaya başlamışlardı.

​Yönü İran’a bakan serhat şehrimizde şimdi Farsça-Mütercim Tercümanlık bölümü açılıyor. Bu bölüm ile öğrencilerimin Farsçaya daha hâkim olmasını ve daha iyi meslekler edinmesini umuyorum.
​“Ya mezun olduklarında ne olacak bu çocuklar?” dercesine sesleniyor gibisiniz. Onlar mezun olduklarında;

Adliyelerde, İl Göç İdarelerinde, Emniyet ve Silahlı Kuvvetlerde, kütüphanelerin Yazma Eserler birimlerinde, konsolosluklarda, elçiliklerde, Dışişleri Bakanlığı’nda, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda, Askerî Lisan Okulları’nda, TRT’de, MİT’de, hava yolları şirketlerinde, sinema şirketlerinde, turizm acentalarında, Farsça konuşulan ülkelerle ithalat-ihracat işleri yapan şirketlerde ve çeviri bürolarında iş olanaklarına kavuşabilecekler.

Klasik bir sözle bitireyim. Bir lisan bir insan!
Kişisel donanımın gücüyle hızlı ilerlemelerin kaydedildiği ve daha iyi statülerin kazanıldığı aydınlık günler dilerim…

Yazarın Diğer Yazıları