Sevgili okurlar, kıymetli TV04.net takipçileri,
Bizler bu satırlarda çoğu zaman sesi duyulmayanların sözcüsü, görmezden gelinenlerin tercümanı olmaya gayret ediyoruz. Özellikle mesele, yıllardır kangren haline gelmiş Ağrı’nın sağlık sorunu olduğunda bu sorumluluk daha da ağır bir hal alıyor. Öyle bir mesele ki bu; artık “duymadım, bilmiyorum” diyeni bulmak neredeyse imkânsız.
Defalarca yazdık, defalarca haber yaptık. Ancak çözüm beklerken karşımıza çıkan refleks ne yazık ki yine aynı: Şikayet et, sustur, itibarsızlaştır.
Geçtiğimiz Cuma günü aldığımız bir telefonla, değerli meslek büyüğüm Taner Söylemez ve kıymetli ağabeyim Araştırmacı-Yazar Fuat Erdem ile birlikte Emniyet Müdürlüğü’ne davet edildik. Sebep? Bir sağlık haberi. Evet, yanlış duymadınız. Kaleme aldığımız bir haberin ardından ifademizi vermemiz istendi.
Şimdi soruyorum:
Bu şikayet sonrası sağlık sistemi birden düzeliverdi mi?
Ağrı’da randevular kolaylaştı mı?
Yanlış teşhis ve hatalı raporlar ortadan kalktı mı?
Yoksa Erzurum ve Van yolları hâlâ kaderin tayin edildiği yollar mı?
Ağrı İl Sağlık Müdürlüğü’nün yaptığı bu şikayet, aslında bir sorunun değil, eleştirinin bastırılmasının ifadesi. Oysa biz sorduklarımızda hakaret yok, iftira yok, karalama yok. Varsa aksini iddia eden, buyursun belgeleriyle konuşalım.
Haberimizin hangi cümlesi gerçek dışı?
Hangi satır, şahsınızı hedef alıyor?
Sistem çöküyorsa, bu sizin üzerinize neden bu kadar alınıyorsunuz?
Sayın Esra Hanım, dilerseniz bu haberleri yüz kez daha şikayet edin. Ancak keşke aynı gayreti, çaresizlik içinde evinde ölüm bekleyen hastalar için de gösterseydiniz.
Yanlış teşhis sonucu yanlış ameliyatlara giren insanları unutmayın.
Maddi imkânsızlık yüzünden büyük şehir hastanelerine gidemeyenleri de…
İsim isim verebilirim, belgeleriyle ortaya koyabilirim. Yeter ki siz görmek isteyin.
Biz kimsenin şahsını hedef almıyoruz. Eleştirimiz sistemedir.
Ama siz bu eleştirilerden bu kadar alınıyorsanız, belki de kendinizde de çözülmemiş bazı sorular olduğunu kabul ediyorsunuzdur.
Bu da bir adımdır. Bir yüzleşme ihtimalidir.
Aylardır muayene olamayan, her gidişte farklı bir prosedürle karşılaşan vatandaşları yazmıyorum.
Çünkü herkes biliyor.
Ama kimse konuşmuyor.
Biz konuşuyoruz.
Siz susturmaya çalışıyorsunuz.
Evet, kabul edelim: Elinizde sihirli bir değnek yok.
Ama sihirli değnek yok diye her eleştiriyi susturmak mı gerekir?
Bu enkazı tek başınıza kaldıramazsınız, doğru.
Ama bu enkazın üstünü örtmeye çalışmak da en büyük haksızlık olur.
Kendinizi “her şey yolunda” masalından çıkarın.
Gerçek dünya burada.
İnsanlar acı çekiyor.
Ve siz görevdesiniz.
Unutmayın:
Eleştiri düşmanlık değildir.
Eleştiri, iyileşmenin ilk adımıdır.
Ama görmek isterseniz…
